Zorluklar içinde Meksika’dan Amerika sınırına kadar gelebilmeyi başarmış kalabalık bir mülteci konvoyu, arabalarının bozulması ile sınırı yürüyerek geçmek zorunda kalmıştır. Doğanın vahşi koşulları ve korktukları Amerikan sınır polisinden daha büyük bir bela ise bu uzun yürüyüşte kapılarındadır. Sınır devriye görevlilerine güvenmeyen ve işleri kendi halletmeye karar vermiş, elinde tüfeği ve köpeği ile bekleyen Sam. Adeta ava çıkmış bir avcı gibi tüm göçmenleri teker teker öldürmeye başlar. Psikopat insan avcısı Sam ve mültecilerden hayatta kalan son iki kişi olan Adela ve Moisses’in tamamı açık havada geçen ancak izleyene klostrofobik bir gerilim sunan nefes kesen bu kovalamacası solukları kesiyor.